Hasan Harakânî Türbesi

Hasan Harakani

Kars’ın tarihe ışık tutan sokakları, yapıları, camileri saymakla bitmez… Her geçtiğiniz sokakta ayrı bir yaşanmışlık sizi karşılar, sizi geçmişin ruhuna, geçmişte yaşanan kahramanlıklara götürür. Bu yüzden Kars’ın etrafında başka bir dünya olduğu söylenir.

Kars’ta hiçbir şey tanıdık değildir, her rotanızda buram buram tarih ve macera hissine kapılırsınız. Türkiye’nin en doğusunda, en ucunda yer alan ve soğukluğuyla bilinen bu şehir, içinde barındırdığı hikâyelerle sıcacık bir kente dönüşür.

Mezopotamya, Kafkas ve Anadolu kültürünü harmanlayan, birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve üzerinde iz bırakan tüm geçmişi ziyaretçilerine yansıtan bir şehirdir Kars…

Kars’ta gezilecek birçok yer bulunur fakat bazı yerlere sadece baktığınızda bile bir anlam bulursunuz. Eğer bir gezgin veya turist iseniz Kars’ta yer alan yaşamı ve tarihi gözlemlemek, size farklı bakış açıları sağlayacaktır.

Hasan Harakânî Türbesi’nin Kars İçin Önemi

Ebu’l Hasan Harakânî 1033 yılında düşmanlara karşı savaşırken şehit düşen bir kahraman. Kendisi adına ilk türbe 1064 yılında Kars’ın Alparslan tarafından fethedilmesinden sonra inşa edildi. Geçen onlarca yıl içerisinde bazı değişikler geçirse de bu yapı günümüze kadar ulaşarak Kars’ın en önemli tarihi noktalarından biri olma özelliğini hâlâ taşıyor…

Anadolu’nun İlk Evliyalarından Bir Kahraman Ebu’l Hasan Harakânî

MS 963-1033 yılları arasında yaşamış evliya kahramanımızın asıl adı Ali Bin Ahmed Cafer’dir. Günümüzde İran Horasan bölgesinde yer alan, Bistam kasabasına bağlı bir köy olan Harakan’da doğmuştur. Hicri takvime göre 352, Miladi takvime göre ise 963 yılında doğan Hasan Harakânî, yoksul, sürekli geçim sıkıntısı yaşayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.

Ebu’l Hasan, çok küçük yaşlarda yaşadığı köy olan Harakan’da çobanlık yapmaya başlamış, daha sonra ise çiftçilikle geçimini sağlamıştır. Gençlik dönemlerinde ise kervanlara yük taşıyıcılığı yaparak hayatına devam etmiştir. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre Ebu’l Hasan, kendisinden bir asır kadar önce Horasan’da yaşamış olan Beyazid-i Bestami’nin tasavvufundan etkilenerek Bestami dergâhında belli bir süre türbedarlık yapmıştır. Bu dergâhta kaldığı sürede tasavvufa erişen Ebu’l Hasan, yaşadığı çağın en ünlü manevi şahıslarından biri hâline gelmiştir.

Bu evliyanın hayatından kesitleri ve ilmini ise kendisinin ölümünden 3 asır kadar sonra müritlerinin biri tarafından yazılan Nurul Ulum isimli eserden öğreniyoruz. Farsça bir el yazması olan bu eser günümüzde orijinal hâliyle British Museum’da sergileniyor. Nurul Ulum adlı eser, 6 bölümden oluşan ve son bölümü Ebu’l Hasan’ın hayatını anlatan orijinal tek eserdir.

Nurul Ulum Adlı Esere Göre Ebu’l Hasan Harakânî

Anadolu’ya Türkmenistan’dan göç etmiş Ebu’l Hasan, MS 11.yy’da, Selçuklu akınları ile birlikte geldiği bilinmektedir. Ebu’l Hasan; Hicri 425, Miladi 1033 yıllarında Kars’ın 15 km uzağında yer alan Yahni Dağı’nda Bizans orduları ile yapılan savaşta yaralanarak şehit düşmüştür. Şahadet mertebesine ulaşan Anadolu’nun ilk evliyalarından biri olan Ebu’l Hasan için Sultan Alparslan’ın Kars’ı fethetmesiyle günümüzde Kars’ta bulunan Kaleiçi Mahallesi’ne bir türbe yaptırılmıştır.

Ebu’l Hasan, Türklerin Anadolu’ya gelmeye başladığı 1064 tarihinden önce Anadolu’nun Türkleşmesi için çalışmış, 70 yıllık hayatının tamamını insan sevgisi ve tasavvuf üzerine kurmuştur. Nurul Ulum adlı eserde bu sevgisini, Türkmenistan’dan Şam’a kadar her kimin eline bir diken batarsa kendisinin canının acıyacağını tasvir ederek insanlara olan sevgisini kanıtlamıştır.

Unutulmaya Yüz Tutmuş Türbe Yeniden Canlandırıldı

Evliyanın Kars’ın Kaleiçi Mahallesi’nde yer alan türbesi, Orta Çağ’ın sonlarına doğru Kars’ta geçen mücadeleler ve savaşlar nedeniyle unutulmuştur. Osmanlı padişahı III. Murad, 1579 yılında doğu sınırlarında var olan siyasi çekişmelere son vermek amacıyla Kars’ı eyalet merkezi hâline getirmek için Lala Mustafa Paşa komutasıyla birlikte Osmanlı ordusunu Kars’a göndermiştir.

Başlatılan imar çalışmaları ile Anadolu evliyasına ait yeni bir kabir bulunmasını, Ebu’l Hasan’a ithafen yapılan bu kabrin de Evliya Camii olarak inşa edilmesini sağlamıştır. Evliyanın kabri de cami bahçesindeki türbeye defnedilmiştir.

Yeni Ebu’l Hasan Harakânî Türbesi

Defnedilen yeni türbe, basit bir örgü sistemi ile hazırlanarak tüf taşından ve dörtgen planlı olarak yapılmıştır. 1998 yılında ise Evliya Cami’sinde başlanan restorasyon çalışmalarıyla türbenin basit örgü sistemi kaldırılarak türbe kubbeli bir şadırvan içerisine alınmıştır. Sonrasında ise Ebu’l Hasan’ın mezarının sandukası, ahşap bir çerçeve ile çevrilmiştir. Sandukanın üzerinde bulunan kadife örtü ve kavuk da bazı yenilemeler ve tamirlerden geçirilerek yine orijinal hâliyle sanduka üzerine eklenerek türbenin ilk hâli korunmuştur. Ebu’l Hasan Harakânî’nin türbesi bu onarım ve yenileme çalışmalarından sonra halkın, turistlerin ve tarihe meraklı kişilerin ziyaretine açılmıştır.

Mevlana ve Ebu’l Hasan’ın Birbiriyle Örtüşen Tasavvufi Uyumu

Nurul Ulum adlı eserde yer alan sözlerine göre Ebu’l Hasan, bulunduğu dergâha kim gelirse gelsin ekmeğini vereceklerini, dini inancını ise sorgulamayacaklarını dile getirerek tasavvuf görüşünü belli etmiştir. Bu görüşü daha sonra, Mevlana’nın ‘Kim olursan ol, yine gel’ İfadeleriyle de buluşmuştur.

Mevlana yazdığı şiirlerde Ebu’l Hasan Harakânî’yi, Şeyh-i Din (Dinin Şeyhi) şeklinde nitelendirmiştir. Ayrıca Nurul Ulum adlı eserin 6. ve son bölümünde Ebu’l Hasan, ‘Bana seni gerek seni’ olarak ifade ettiği Allah sevgisiyle Yunus Emre’nin şiirlerinin de şekillenmesine katkıda bulunmuştur.

Anadolu’nun aydınlanmasına ve Türkleşmesine büyük ölçüde katkıda bulunan evliya Ebu’l Hasan Harakânî, ne yazık ki günümüzde yeterince tanınamamış ve tanıtılmamış bir aydındır. Kars’ın ve bulunduğu bölgenin en önemli değerlerinden biri olan bu evliyanın hikâyesini dinledikten sonra türbesini gezmek, ziyaretçilerin de türbeye bakış açısını farklılaştıracaktır.

Ebu’l Hasan Harakânî Türbesi’nin Özenle Korunan Yapısı

Türbeyi ziyaret etmeden önce etrafında bulunan diğer mezarların, yapıların ve türbenin özelliklerinin bilinmesi, bu muhteşem evliyanın türbesini nasıl gezeceğinize dair bir yol haritası çizmenizi sağlar.

Ebu’l Hasan’ın türbesinin yanında Evliya Camii olarak adlandırılan bir ibadethane mevcut. Türbenin ve caminin bulunduğu alanda ise 21 adet mezar bulunuyor. Üzeri kubbe örtülü bu türbenin dış kısmı çinilerle kaplanmış. Türbenin duvarlarında ise 3 adet küçük pencere yer alıyor, giriş kapısında da kitabe bulunuyor. Ayrıca türbenin avlusunun giriş kısmında da 1854 yılına ait bir kitabe daha mevcut. Giriş kapısındaki Osmanlı Türkçesi ile yazılan bu kitabe orijinal hâliyle korunmuş durumda. Kitabenin üzerinde ise ‘Hak nasip etti yapıldı merkad-i nev gülzar. Ebu’l Hasan Harakan şeyhi yattuğu bu yerdir ’şeklinde türbenin Ebu’l Hasan’a ait olduğuyla ilgili bir yazı bulunuyor.

11.yüzyılın tasavvufi âlimlerinden olan Ebu’l Hasan, Anadolu’nun Türkleşmesi için çalışmış, müritleri ile beraber Anadolu insanına hizmette bulunmuş, yüksek tevazu sahibi bir evliya olarak bilinirdi. Ebu’l Hasan, Anadolu’nun fethi için yüreğindeki Alperenlik ruhu ile bu fethin ilk tohumlarını atmış ve bu ruhla, kendisinden sonraki dönemlerde dünyaya gelen Ahmed Yesevi’yi etkilemiştir.

Ebu’l Hasan Harakânî’nin Türbesine Ulaşım

Türbe, Kars’ın merkezindeki Kaleiçi Mahallesi’nde yer alıyor. Ozanlar Sokak’ta bulunan bu türbeye ulaşmak isteyenler ister yürüme yoluyla diğer tarihi yerleri de ziyaret ederek gidebilir veya dolmuşla direkt türbeye ulaşım sağlayabilir.

Kars Harakânî Havalimanına Nasıl Gidilir?

Kars’ın Harakânî Havalimanı’na İstanbul Sabiha Gökçen & İstanbul Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve Ankara Esenboğa Havalimanı ile; THY, Anadolu Jet, Pegasus ve Sun Express’ten direkt uçuş seferleri ile varılabilir. Harakânî Havalimanı ise Kars şehir merkezine 5 km uzaklıkta bulunuyor. HAVAŞ veya dolmuş ile Hasan Harakânî Türbesi’ne rahatlıkla ulaşım sağlanabiliyor.